HekimSözlük Kategorileri
Tıp Sözlüğü (3446)
Örnek Reçeteler (5)
Hocalar (6)
Genel Kültür (102)
Tarih (8)
Gezelim Görelim (20)
Yemek Tarifleri (7)
Teknoloji (1)
Hekim.Net İpuçları (20)
Havadan Sudan (27)
Fıkralar (93)
Sanat (26)
Şiirler (91)
Spor (1)
Enson HekimSözlük Girişleri (Galleri Görünümü)
Akut tübüler nekroz (ATN), böbreklerin renal tübüllerini oluşturan tübüler epitel hücrelerinin ölümünü içeren tıbbi bir durumdur. ATN, akut böbrek hasarı (AKI) ile kendini gösterir ve AKI'nin en yaygın nedenlerinden biridir. [1]...
Berger hastalığı (/ bɛərˈʒeɪ /) (ve varyasyonları) veya sinfarenjitik glomerülonefrit olarak da bilinen IgA nefropati (IgAN), böbrek (veya nefropati) ve bağışıklık sistemi hastalığıdır; spesifik olarak bir glomerülonefrit formu veya...
Renovasküler hipertansiyon, yüksek tansiyonun böbrekleri besleyen arterlerin daralmasına böbreklerin hormonal cevabının neden olduğu bir durumdur. [1] Düzgün çalışırken bu hormonal eksen kan basıncını düzenler. Düşük lokal kan akışı...
Renal arter stenozu (RAS), çoğunlukla ateroskleroz veya fibromüsküler displazinin neden olduğu renal arterlerden birinin veya her ikisinin daralmasıdır. Renal arterin bu daralması, hedef böbreğe kan akışını engelleyebilir ve bu da,...
Böbrek tümörleri, böbrek üzerinde veya içinde bulunan tümör veya büyümelerdir. Bu büyümeler iyi huylu veya kötü huylu (böbrek kanseri) olabilir.Bir tür iyi huylu böbrek tümörü olan renal onkositomanın mikrografı. H&E boyası.● Sunum...
Tübülointerstisyel nefrit olarak da bilinen interstisyel nefrit, böbrek tübüllerini çevreleyen bir hücre topluluğu, hücre dışı matriks ve sıvıdan oluşan, böbrek interstisyumu olarak bilinen böbrek bölgesinin iltihaplanmasıdır. [1]...
Nefrektomi, böbrek kanseri de dahil olmak üzere bir dizi böbrek hastalığını tedavi etmek için yapılan bir böbreğin ameliyatla alınmasıdır. Ayrıca, böbrek nakli prosedürünün bir parçası olduğunda, normal sağlıklı bir böbreği, yaşayan...
Polikistik böbrek hastalığı (PKD veya PCKD, polikistik böbrek sendromu olarak da bilinir), böbrek tübüllerinin yapısal olarak anormal hale geldiği ve böbrekte çok sayıda kistin gelişmesine ve büyümesine neden olan genetik bir...
Diyabetik böbrek hastalığı olarak da bilinen diyabetik nefropati [4], diabetes mellitus hastalarında meydana gelen kronik böbrek fonksiyonu kaybıdır. Diyabetik nefropati, küresel olarak kronik böbrek hastalığının (KBH) ve son dönem...
Alfabetik Sıralama
S
Olguların bir bölümü edeni bilinmeyen (spontan) bir kromozom anomalisi sonucudur. Bazı hastalarda otozomal dominant geçiş gösteren kalıtsal sendrom niteliğindedir. Bulgular: Prepubertal gelişme geriliğiBrakisefaliGeniş-yuvarlak yüzAlın bombesi yüksek/genişKaş çıkıntıları lateraldeEpikantusGözler çukurdaStrabismusMyopiRetina dekolmanıKulaklar biçimsizİşitme sorunlarıOrta kulak infeksiyonlarıYanaklar dolgunFiltrum kısaDudaklar kalınYüz orta bölüm hipoplazisiMikrognati (zamanla prognatizm)Yarık dudakYarık damakHipodontiTaurodontismBruksizmKonjenital kalp defektleriSkolyozBeyin anomalileriNöropati bulgularıDavranış bozukluklarıUyku bozukluklarıHipotoniZeka geriliği
Smog (smoke+fog=duman+sis) toksik sis; fosil yakıtlarının tüketilmesiyle açığa çıkan NO2, SO2, CO gazlarının nemli hava ile oluşturduğu, büyük şehirlerdeki hava kirliliğine neden olan, akciğer kanseri ve KOAH gibi solunum yolları hastalıklarına neden olan toksik gaz.
X-kromozomu aracılığıyla (XLR) aktarılan, entellektüel geriliğin baskın olduğu kalıtsal sendromlardanMarfanoid görünümKısa-kalın boyunYüz asimetrikAlt dudak iriÇukur damakYarık damakUvula bifidaAstenik vücut yapısıİnce kas dokusuSkrotuma inmemiş testislerToraks anomalileriOsteoporoz ve kırıklarKifoskolyozAraknodaktiliKonuşamama/burundan konuşmaİleri düzeyde entellektüel yetersizlikHipotoniYürümede güçlükEpileptik ataklar
Sodyum elementinin hipertansiyon üzerindeki olumsuz etkileri:Sodyumun su tutma yetisi: Plazma volümünü arttırır, plazma volümünün artması aorta atılan kan volümünü de arttırır; bu olgu, sistolik kan basıncının yükselmesine neden olurKalsiyum kanallarını açma yetisi: Aşırı düzeyde alınan sodyum, arteriollerin düz kas hücrelerine ulaştığında kalsiyum kanallarını açarak vazokonstriksiyona ve diastolik kan basıncının yükselmesine neden olur
Ş
Şok (shock) kalbin aortaya attığı kanın akut olarak azalmasına bağlı bir hipoperfüzyon sendromudur; dolaşan kanın azalması dokuların oksijen ve enerji kaynaklarının kesilmesi, metabolizma artıklarının temizlenememesi anlamına gelir (generalize iskemi tablosu). Başlıca klinik belirtileri hipotansiyon, bilinç kaybı, ağızda kuruluk, deride solukluk, terleme, nabızda artma/azalma, laktik asidoz, parmak uçlarında ve dudaklarda siyanozdur.Ortaya çıkış hızı etkene ve gücüne göre değişir. Şok tablosunun gelişmesinde 2 temel öge vardır;Kalbin pompalama gücünün azalması (akut kalp yetmezliği): Kardiyojen şokEffektif kan sıvısı niceliğinin azalması (hipovolemi): Kanama, sıvı yitirimesi (dehidrasyon), v
Kardiyojen şok: Kalbin pompalama gücünü yitirmesi sonucudur. Özellikle geniş myokard infarktlarında ortaya çıkar. Sistol gücünü akut olarak yitiren kalbin aortaya pompaladığı kan hızla azalır. Çok kısa bir sürede irreversibl evreye giren hastanın reanimasyonu çok zorlaşır.Tetikleyici nedenler:Geniş myokard infarktıAritmilerKardiyomyopatilerKalp yetmezliği (virüs myokarditi, vb)Kalp tamponadıPulmoner embolizmPnömotoraksObstrüktif şok: Kalbe gelen kan debisindeki düşüş benzer sonucu oluşturur. Pulmoner embolizm ve kalp tamponadı olgularında ventriküllere gelen kan azalır, böylece aortaya atılan kan yetersiz olur. Bu tür olgular “obstrüktif şok” olarak nitelenir.Sol kalp yetmezliği etyolojisiVo
Hipovolemik şok tanımı, effektif kan sıvısı niceliğinin azalmasına bağlı şok tablolarını kapsar.Hemorajik şok: Önemli kanamalarda yitirilen kan kaybı sonucu kalbin aortaya attığı kan hacmi giderek düşer (hipovolemi). Hipotansiyonla birlikte hasta şoka girer. Akut olarak %33’ünün kaybı öldürücüdür. Gerekli önlemler alınmaz ve eksilen sıvı yerine konmazsa kan basıncı giderek düşer. Hasta irreversibl evreye girerse süreç ölümle sonuçlanır.Travmatik şok: ağrı çok önemli bir şok nedenidir. Ayrıca, travma sonrası gelişen kan ve plazma kaybı, zarara uğrayan dokuların otolizi sonucunda ortaya çıkan toksik maddeler ve santral sinir sisteminin etkilenmesi şok için önemli faktörlerdir. Ameliyat travm
Vasküler kompanzasyon evresindeki aksamalar dokulardaki perfüzyonu bozar; vazokonstriksiyon uzayınca oksijen perfüzyonu azalır, anaerobik metabolizma etkinleşir, laktik asid üretimi başlar. İlk iki evre geri döndürülemez ve uzarsa kompanzasyon mekanizması çökmeye başlar. Düşük kan basıncı ve perfüzyonun bozulması nedeniyle dokularda etkin bir hipoksi yerleşir. Dokulara gelen oksijen ve enerji kaynakları azalır, metabolizma artıkları birikmeye başlar. Kısır döngüler bu evrede de kırılamazsa tüm damarlar damarlar genişler (vazodilatasyon), periferik kan hacmi giderek azalır (hipovolemi), hipotansiyon güçlenir. Çoklu organ yetmezliği (Multipl organ disfonksiyonu sendromu; MODS) bulguları belir
Şok olgusu hipotansiyon ile tetiklenir. Organizamanın hipotansiyon olgusuna gösterdiği tepkilerin büyük bölümü damarlarla ilgilidir. Hipotansiyon nedeniyle beliren sistemik hipoksi beyindeki vazomotor merkezleri uyarır ve arteriollerde vazokonstriksiyona başlar (vasküler kompanzasyon). Vazokonstriksiyonun amacı periferik kanı önemli organlara saklamak, kalbin ve beynin perfüzyonunu kompanze etmektir. Şok tablosunun bu evresinde Trendelenburg duruşu, gerekirse tıbbi girişimler çoğu kez başarılıdır (reversibl evre) .Vasküler kompanzasyonu sağlamak için 3 sistem devreye girer:Sempatik sinir sistemi,Vazokonstriktör hormonlar,Yerel vazoregülasyon.1. Sempatik sinir sistemiSürrenal korteksinden ka
S
Osteomyelit odağındaki nekrotik kemik parçacıklarına "sökestr (sequestrum)" adı verilirNekrotik kemik parçacıklarının bazılarının çevresi fibröz doku ile kuşatılabilir (ölü tabutu; involucrum).
Ahlak filozofu Sokrates, 51 tane jüri önünde yargılanıyor ve idam kararı veriliyor, baldıran zehri ile öldürülüyor.Ondan önce sevenleri, "seni hapishaneden kaçıralım" diyorlar. "Bu ahlâksızlıktır" diyor ve kabul etmiyor.Uydur kaydır sözlere başvur jüri seni affedebilir deselerde ahlak filozofu bunu da kabul etmiyor.Tarihe geçen savunmasında idam kararı veren jüriye şunları diyor."Ölümden korkulmaz, çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün kurtulursun.Ama yanlış yapmanın çaresi yoktur.Yaptığınız yanlış kıyamete kadar sizinle birlikte gelecektir."Bugün 2500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates'in ismini bilmiyen yok.Peki onu mahkum eden jüri heyetinin isimlerini bilen varmı?Yok!"Şu hayatı öyle bir yaşa ki k