Terms Categories
Medical Terms (3447)
Lecturers (6)
Lessons (131)
Cultural (102)
History (8)
Travel (20)
Food Recipies (7)
Technology (1)
Others (27)
Jokes (93)
Art (26)
Poems (91)
Sports (1)
Latest Terms (Gallery View)
Alphabetical Terms
A
Op.Dr.Nizam KURTDERE Ben, Siğil, Nasır, Lipom Tedavisi Şişli İSTANBUL Anal fissür hastalığının bütün tedavi yöntemlerinde nüks etme ihtimali var. Ameliyatta ve botox tedavisinde bu oran düşük, ilaçla tedavide çok yüksektir.
Anal FistülAnal fistül, cilt ile sindirim sisteminin sonundaki kaslarla çevrili açıklık (anüs) arasında gelişen enfekte bir tüneldir.Çoğu anal fistül, bir anal bezde başlayan enfeksiyonun sonucudur. Anal bezdeki enfeksiyon önce apseye dönüşür. Apse, kendiliğinden patlar veya cerrahi olarak boşaltılır. Sonra apse küçülür, fistüle dönüşür. Apsenin boşaldığı ciltteki delik ile enfeksiyonlu anal bez arasında derinin altına bir tünel oluşur.Anal fistülün belirtileri; anal bölgede akıntı, ağrı, şişlik ve dış ağzın (delik) görülmesidir. Tanı genellikle muayene ile konur; dış açıklık ve akıntı görülür, tuşede fistül traktı ele gelir. Ameliyat esnasında, dış açıklıktan stile (klavuz tel) konarak ve b
Kronik bir tubulointerstisyel nefrit olgusudur. Genellikle fenasetin içeren analjezik karışımlarının aşırı alımından kaynaklanır. En tipik bulgu “renal papiller nekroz”dur. Poliüri ve tubuler asidoza bağlı olarak taş oluşumunun artması ilk belirtiler arasındadır. Anemi, gastrointestinal semptomlar ve hipertansiyon yaygındır. Böbrek pelvisine dökülen nekrotik papilla parçacıkları obstrüktif üropatilere ve infeksiyonlara yol açabilir; olguların %50'sinde beliren üriner sistem infeksiyonları tabloyu karmaşıklaştırır. Papiller nekrozlar tanısal radyoloji teknikleriyle gösterilebilir. Analjezik nefropatisi geçiren hastalarda renal pelvisin transizyonel hücreli karsinomu riski artar.Patogenezinde
tıpta hastanın hakkında veri toplamak, geçmişini sorgulamak manasına gelen bu terim etimolojik olarak antik yunanca bir kelime olan "ἀναμιμνήσκω" (anamimnḗskō) kelimesinin ad-eylemi olan "ἀνάμνησις" (anámnēsis) kelimesine dayanmaktadır. hatırlama, anımsama anlamları vardır. akla amnesia yani amnezinin zıttı olarak türetilmiş gibi geliyor. ancak anamnezi, amnezinin olumsuzu değildir. her iki kelime de ortak kökleri olan "mimnḗskō"dan türetilmiş varyasyonlardır. türedikleri kökün manası hatırlamaktır. anamnezi kelimesi an ve amnezi olarak ayrılmamaktadır yani. -ana ve -mimneisko olarak ayrılır.felsefedeki manasına bakacak olursak kelimeye platon'un meno ve phaedo'sunda rastgeliriz. buradaki ku
Anamnez, doktorun hastaya teşhis koyma amaçlı olarak hastaya sorduğu sorular sonucu elde ettiği hastanın öyküsüdür. Hastanın mevcut ya da geçmiş hastalıkları hakkında, kendisinden ya da bir yakınından alınan bilgilerdir.Anemnez, hastalığın teşhisinde en önemli adımlardan biridir. Hastanın yaşadığı rahatsızlık, geçmişte yaşadığı ve ailesinde görülmüş olan hastalıklarla beraber değerlendirilerek teşhisin konması için gerekli tetkikler belirlenir. Hatta bazen sadece anamnez alınıp teşhis de konulabilir.Anamnez sırasında ilk önce hastanın kimlik bilgileri alınır. Daha sonra kendisinin dilinden rahatsızlıkları dinlenir. Daha önce geçirmiş olduğu belli başlı hastalıklar ya da ailevî bir hastalığı
Vücuttaki arter, ven, kılcal damar, sinir ya da bazı bölgelerdeki yapıların oldukça ince uç dalların birleşerek ağ oluşturmasıdır. Birleşme, ağızlaşma.
Daha yaygın ve seröz boşluklarda içeren ödeme "anazarka" denir. Kalp yetmezliğinde, nefrotik sendromda ve karaciğer sirozunda anazarka görülür.
Kanada’nın Charlevoix yöresinde sık görülen, otozomal resesif yolla aktarılan kalıtsal sendromGenel gelişme geriliğiBrakisefali – dar alınHipertelorizmPtozis (göz kapağı düşüklüğü)İri kulak kepçeleriKısa-kalın burun sırtıAsimetrik ve uzun yüz yapısıMaksilla hipoplazisiÇukur damakMakroglossiRestriktif akciğer hastalığıEklemlerde kontraktürlerSkolyozAyak parmaklarında sindaktiliNeonatal hipotoni (ileri yaşlarda süren)Amyotrofi Corpus callosum agenezi Ventriküller geniş (hidrosefalus)Spinal sinir köklerindeki ve kraniyal sinirlerdeki aksonlarda şişmeMotor gelişmede sorunlarEpileptiform ataklarZeka geriliği (orta-güçlü)Yürüme ve oturma gecikmesiPeriferik nöropati (güçlü)Refleksler yo
20 fenotipi olan, otozomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur.Gelişme geriliği (kısa boy)MikrosefaliHipertelorizmBurun sırtı kabarık, ucu belirginDüşük kulaklarYüz üçgen biçimindeAlt dudak inceMaksilla hipoplazisiYarık damakMikrognati (altçene ramusu kısa)Persiste süt dişleriErüpsiyon aksamalarıOligodontiApeksi açık uzun köklü dişlerMine hipoplazisiAralıklarla gelen kas güçsüzlüğü (periyodik paralizi)Kardiyak aritmilerAyaklar küçükKıvrık parmaklarSindaktiliSkolyoz
X-kromozomu aracılığıyla aktarılan, alfa-galaktosidaze A (α-Gal A) enzimindeki sorunlar nedeniyle ortaya çıkan lizozomal depo hastalığıGenel gelişme geriliğiBurun mukozası angiokeratomalarında epistaksisKorneada opasite alanlarıRetinada mikroanevrizmalarSaç/sakal seyrekAğız mukozasında simetrik nokta/makül/papül biçiminde angiokeratomalar (alt dudak, yanak, dişeti)Gingival hiperplazi (granülomlu yangı)Myokard infarktıKonjestif kalp yetmezliğiKalp kapak sorunlarıHipertansiyon ve komplikasyonlarıKronik renal yetmezlikEkstremitelerde güçlü ağrı ve yanma atakları (akroparestezi)Deride angiokeratomalarTerleme bozuklukları
Anemi, eritrositlerdeki nitelik ya da nicelik yetersizliğidir. Anemilerin etyolojisinde, eritrosit sayısında kanama ya da hemoliz nedeniyle ortaya çıkan azalmanın yanı sıra yetersiz ya da niteliksiz eritrosit üretiminin etkin olduğu görülür. :Kanama kökenli anemiler: dolaşım kanının 1/3'ünün akut olarak yitirilmesi hipovolemik şoka bağlı ölümle sonlanır. Aynı miktardaki kanın daha yavaş yitirildiği kronik kanamalarda ise anemi tablosu gelişir. Akut kanamaların büyük bir bölümü büyük damarların ve kalbin travmatik ya da spontan rüptürleri, gastrointestinal sistem ülserleri gibi nedenlere bağlıdır. Kronik kanamaların kökeninde ise özellikle sindirim kanalında sürekli kanayan ülserli bir hastal