Uzm. Dr. Semra Akkuş Akman Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları-Pediatri- Bahçelievler-istanbul

  • 4730
  • +
Hakkımda
Sosyal Medya Hesapları
bir blog ekledi 


Yenidoğan bebekler  hangi sıklıkta yıkanmalıdır?

Yeni doğan bebeklerin ilk banyoları,  özellikle  ilk defa bebek sahibi olmuş bir aile için   heyecan unsurudur. Yeni doğan bebeklerin vücutları diğer yaştaki çocuklara nazaran çok daha az kirlenir. Yeni doğan bebeklerin cildi çok hassas olduğu için,  her gün yıkanılmasına gerek yoktur. Çok aşırı yıkamak cildin kurumasına neden olur. Haftada 3 kez yıkanılması yeterlidir. Göbek bağı düşene kadar bebek yıkanabilir, göbek bağının üzerine bant yapıştırılması gerekmez. Sadece banyo sonrası göbek etrafının çok iyi kurulanması gereklidir, yoksa bebeğin göbek kordonunun etrafı sulanıp düşmesi gecikebilir veya göbek enfekte  olabilir. Banyo için geleneksel olarak göbek bağının düşmesi bekleniyorsa boyun, yüz ve genital bölgenin ılık suyla silinmesi yeterlidir. 

Bebekler doğar doğmaz yıkanmalı mıdır?

Bebekler doğdukları zaman üzerlerinde  ‘’ Verniks Kazeoza ‘’ denilen bir kremsi koruyucu tabaka bulunur. Bu tabakanın  bebeğin vücut ısısının korunması, enfeksiyonlardan korunma gibi önemli vasıfları vardır. Bu yüzden bebeklerin doğar doğmaz yıkanılması önerilmez, genellikle 24 saat beklenilir. Bebeğin üzerinde kan birikintisi varsa bezle temizlenilir. 

Yenidoğan bebek banyosu nasıl yaptırılır ?

Bebek banyosu için genellikle bebek küvetleri tercih edilir. Banyo  için gerekli aparatlar küvetin yanına yerleştirilir. Küvet içerisine bebeği üzerine yerleştirmek için havlu, minder ya da şezlong gibi bir aparat konulur. Küvetin içerisinde 5 santimetrelik su seviyesi oluşturulur. Bebeğin bacakları bu suyun içerisinde olur. Bebeğin banyosunu  yaptıran kişi bebeğin başını bir eliyle alttan tutup,  diğer eliyle yumuşak bir sünger ya da tülbentle yumuşak masajlar yaparak  vücudunu yıkar, sonra bebeğin başı şampuanlanır, gözlerine gelmeyecek şekilde durulanır. Bebekler hayatın ilk günlerinde yüzlerine su gelmesinden hoşlanmazlar, bu yüzden su, başın arkasına doğru dökülür ve en son yüz yıkanılır.

Banyo suyu sıcaklığı kaç derece olmalıdır?

Bebeklerin yıkanma suyunun 36-37 santigrat derece sıcaklığında olması yeterlidir. Banyo suyu için kullanılan termometrelerden yararlanılabileceği gibi, geleneksel yöntemlerle   yıkayan kişinin dirseğiyle de banyo suyunun sıcaklığı kontrol edilebilir. 

Bebek şampuanı nasıl olmalı?

Bebek şampuan ve sabunlarını seçerken göz yakmayan, içeriğinde parfüm, boya, paraben vb. kimyasalları bulundurmayan, aşırı köpürmeyen pH değeri 7,5 nötrlükte ürünlerin seçilmesi doğru olur

Kaynaklar

https://sagligim.gov.tr/bebek-sagligi/bebegin-banyosu-nasil-olmalidir.html
https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/cocuk_ergen_db/dokumanlar/yayinlar/Kitaplar/1.2_revizyon_19.11.2019_Temel_Yenidogan_Bakimi_Kitabi_1.pdf
http://neonatology.org.tr/wp-content/uploads/2016/12/dogum_odasi_yonetimi.pdf
http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller/Bebek%20Bak%C4%B1m%C4%B1.pdf
https://www.researchgate.net/publication/312093038_DOGUM_SALONUNDA_GOREV_YAPAN_EBEHEMSIRELERIN_YENIDOGANIN_ILK_BAKIMINA_YONELIK_HASTA_GUVENLIGI_UYGULAMALARI
https://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/259269/WHO-MCA-17.07-eng.pdf;jsessionid=FB9C2E7AF310716433EB5CC62A34A041?sequence=1
https://www.who.int/maternal_child_adolescent/publications/WHO-MCA-PNC-2014-Briefer_A4.pdf?ua=1
https://www.who.int/maternal_child_adolescent/documents/newborn/en/

bir video ekledi 
İlk defa bebek sahibi olan annenin en büyük endişesi bebeğini yeterli besleyememektir. Doğum sonrası anneden gelen ilk ağız sütü çok yüksek protein ve bağışıklık maddeleri içermesi itibariyle çok özel bir süttür. Bu sütün birkaç damlası bile bebeği beslemeye yeterlidir. Bir bebeğin ne uyumaması, ne huzursuz olması, ne sürekli meme aranması bebeğin açlık bulgusunu göstermez. Anne sütü ile iyi beslenen bebek günde ortalama 4 - 6 kere idrarla bezini kirletir. Dışkılama sayısı değişkendir; 7 - 8 kez olabildiği gibi gün aşırı yumuşak dışkılama da yine normal sayılır. Bir bebeğin doğru beslendiğinin tek objektif bulgusu haftada 150 gram, ayda 600 gramdan fazla kilo almasıdır. Bu noktada anneyi, etraftaki büyüklerin, sütünün yeterliliği konusunda motive etmesi, örselememesi gerekmektedir. Anne, morali yüksek bir şekilde dengeli beslenip bol miktarda sıvı alıp bebeğini beslediği zaman sütünün çok daha yoğun olduğunu görecektir. http://drsemraakman.com
bir video ekledi 
Yenidoğan ve süt çocukluğu döneminin dışında bir bebeğin günde 3 kereden fazla bol miktarda ve sulu kaka yapmasına ishal diyoruz. İshalin en sık sebebi viral enfeksiyonlardır. Diğer sebepler ise bakteriyel enfeksiyonlar, parazitozlar, ilaç kullanımı, gıda alerjileri, diş çıkarma dönemi gibi sebepler de olabilir. İshalli bir bebekte mutlaka en başta yapılması gereken su verilmesidir. Eğer bebek anne sütü alıyorsa, anne sütüne aynı miktarda, hatta daha fazla miktrda beslenilmeye devam edilir. Mama alıyorsa mamanın cinsi değiştirilmez. Geçmişteki gibi katı diyetler artık ishallerde önerilmiyor. Eğer bebek ek gıda alıyorsa muz, yoğurt, patates gibi bağırsak hareketlerini arttırmayan, çok yağlı olmayan gıdalar tercih edilir. Bebek yaklaşık 6 aydan küçükse, kanlı kaka yapıyorsa, bol miktarda kusuyorsa, dili kuru, gözleri çökük, gözyaşı yoksa acilen bir hekime başvurulmadır.
bir video ekledi 
Ateş, birçok ailenin korkulu rüyasıdır. Oysa ateş vücudun bulunduğu duruma karşı verdiği bir tepkidir. Ateşi olan bir çocukta ilk yapılması gereken şey çocuğun kıyafetlerinin inceltilmesidir. Alt üst penye rahat bir kıyafetle bırakılır. Daha sonra ortamın ısısı azaltılır. Yazsa soğutucu mekanizmalardan yararlanabiliriz, camı açabiliriz. Kışsa ısıtıcı mekanizmayı azaltmayı deneriz. Çocukların ateşle beraber kaybettikleri sıvı miktarı da çoktur. Dolayısıyla bu, damarları büzüştürüp ateşi daha çok yükseltebilir. Bir bebek ateşlendiği zaman mutlaka aldığı sıvı miktarı arttırılır. Daha sonra ateş devam ediyorsa ılık bir duş yaptırılabilir. Burada da yine yapılan hatalardan birisi, çocuğu soğuk suyla veya buzlu suyla yıkamaktır. Halbuki bu yapılan hatayla çocuğun damarları daha çok büzüşür ve ateş daha çok yükselir. Bütün bu önlemlerle çocuğumuzun ateşi düşmediyse o zaman ilaç verilir ve genellikle parasetamol uygulanır. Eğer ateşli çocuğumuz 6 aydan küçükse, 3 günden uzun süren ateşi varsa, çocuğumuzun genel durumu kötü, huzursuz, ateş aralarında bile mutsuzsa, sürekli bir uyuklama hali varsa acilen bir hekime başvurulmalıdır. http://drsemraakman.com
bir video ekledi 
Çocuklarda kronik karın ağrısı demek için üç aylık bir süre içerisinde üçten fazla karın ağrısı atağıyla çocuğun karşımıza gelmesi gerekiyor. Türkiye'de çocukluk çağında en sık rastlanılan sorunlardan bir tanesi parazitos. Batı bölgelerimizde yaklaşık %30, doğu bölgelerimizde, güneydoğuda %80 - 90'ı bulan parazit sorunu, genellikle karşımıza popo çevresinde kaşıntı (anüs çevresinde kaşıntı), diş gıcırdatma, yemek yediği halde kilo alamama gibi bulguların eşlik ettiği şekilde geliyor. Yine, çocuğu gece uykudan uyandıran tarzda, mide ve göbek çevresi etrafında olan ağrıda, eğer ki çocukta kusma ve siyah renkli kaka yapma gibi sorunlar da bir aradaysa özefajit, gastrit, mide ülseri gibi sorunlar aklımıza geliyor. Kabızlık her zaman önemli bir kronik karın ağrısı nedeni. Çünkü çocuk kaka yapamamaya bağlı olarak zaman zaman kramp tarzında ağrılar yaşıyor. Türkiye ailesel akdeniz ateşi hastalığı açısından önemli bir bölge. Çocuklar genellikle karşımıza ateş ve karın ağrısı ataklarıyla geliyorlar. Bazen bu ataklara ateş ve eklem ağrısı atakları da eşlik edebiliyor. Eğer böyle bir şüphemiz varsa bu açıdan tetkik etmek gerekiyor. Kronik karın ağrısı ile gelen çocukta aile öyküsü çok önemli. Çünkü, örneğin kron, kolitüs ülsereoza gibi enflamatuar bağırsak hastalıklarında çocukta ateş, kanlı ishal gibi bulgular oluyor ve genellikle aile öyküsünü araştırdığımızda böyle bir öykü karşımıza çıkıyor. Yine, mide ve yemek borusu sorunlarını, ailesel akdeniz ateşini mutlaka aile öyküsünün bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Biz çocuğu öykü, fizik muayene ve laboratuvar tetkikleriyle değerlendirdikten sonra çoğu zaman karın ağrısı nedeni açısından bir sonuca ulaşamıyoruz. İşte bu çocukların birçoğunu fonksiyonel karın ağrısı olarak değerlendiriyoruz. Fonksiyonel karın ağrısı psikolojik faktörlerle, özellikle diyetteki karbonhidratlarla tetiklenen, mide ve göbek etrafında olan ağrıdır. Bu tip ağrıya yapılacak tedavi, eğer bu hastalığın tetikleyen faktörü neyse onu ortadan çıkarmaktır. Örneğin psikolojik faktörler varsa bir psikiyatriste yönlendirmek, diyetle tetikleniyorsa o gıdaları diyetten uzaklaştırmak gerekiyor. http://drsemraakman.com
Harita

Hekim.Net

Close