·   · 9 Giriş
  •  · 556 arkadaş

Leydi Jane Grey’in İdamı

Fransız ressam Delaroche’nin 1833 yılında yaptığı ‘‘Leydi Jane Grey’in İdamı’’ bir yıl sonra Salon de Paris’de sergilendiğinde büyük ilgi ve beğeni toplamıştır. Peki bir Fransız ressam ne diye İngiliz Kraliyeti ile ilgili resim yapmıştır?Resmin yapıldığı tarihten yaklaşık 40 yıl öncesine gittiğimizde Fransız Devrimi yaşanmıştır. Bu devrim sırasında gerçekleşen sayısız idam Fransız sanatçılar üzerinde  derin etkiler bırakmıştır. Londra Ulusal Galerisinde sergilenen bu eserin merkezinde Leydi Jane Grey’i görüyoruz.Kendisi ‘Dokuz Günlük Kraliçe’ olarak da bilinmektedir. İngiliz Kraliyetinde kısa süreyle tahta oturan ve dokuz gün hüküm sürebilen 16 yaşındaki bu genç kız, aslında trajik şekilde başkalarının siyasi oyunlarının bir kurbanı olmuş ve acımasızca öldürülmüştür.VIII.Henry öldükten sonra yerine oğlu VI.Edward geçmiştir. Ancak genç Edward 15 yaşında ölürken üvey kardeşleri Mary veya Elizabeth’i tahta geçirmek yerine kuzeni olan Jane Grey’i tahta geçirmiştir.Hanedan içindeki Protestan-Katolik çekişmesi genç kızın idam edilmesine neden olacaktır. Leydi Grey bir Protestan’dır. Bu yüzden hanedanlığın ve ülkenin Protestan olmasını isteyen kimseler tarafından tahta çıkışı desteklenmiştir.Ancak Edward’ın üvey kardeşi olan ve tahtın kendi hakkı olduğunu düşünen Leydi Mary Katoliklerin desteğini alarak dokuz gündür tahtta oturan Jane Grey’i acımasızca devirmiştir.Protestanların çekimser davranması ve desteği kesmeleriyle tahtta bir başına kalan Jane için artık idam kaçınılmaz hale gelmiştir. Sonunda 12 Şubat 1554 tarihinde Londra Kulesinin içinde 16 yaşındaki Jane Grey kafası kesilerek öldürülmüştür.İdam edileceği gün idam tahtasına doğru yürümüş, son sözlerini soğukkanlı kalmaya çalışarak söylemiş, İncil'den bir bölüm okumuş, gözlerini bağlatmış, bağlı gözleri ile idam tahtasına yürürken de ayağı takılmış ve paniklemiştir. Sonra yanındakilere ‘tahta nerede’ diye sormuş...Resimde genç kızın idam edilmeden önceki halini tüm dramı ile izliyoruz. Gözleri bağlı olan kızıl saçlı güzel beyaz satenden içlikleriyle masumiyet sembolü gibi eserin duygu ve konum olarak merkezinde yer alır.Bedeninin ufak tefek olması, cildindeki gençlik, gözündeki banda rağmen kırmızı dudaklarının mutsuz bir ifadeyle aralık olması resme ciddi bir masumiyet ve dram katıyor.Beyaz tonlarının Jane Grey üzerindeki hakimiyeti dramatik bir ışık etkisi yaratırken bir yandan da onun masumiyetini temsil ediyor. Teni sanki çoktan ölmüş gibi solan Jane Grey, bir ölü soğukluğu ile resmedilmiş.Yaşadıklarını anlayamayan, sadece bir piyon olan bu güzel kız başkalarının hırslarına ve entrikalarına maruz kalarak öldürülmek üzeredir ve bu düşünce bile onun hayat ile olan bağlantısını çoktan kesmiş gibidir.Sahnenin trajik yönünü ve Grey’in naif kişiliğini ortaya koyan oldukça zekice tasarlanmış hareket ise kızın el yordamı ile zarif boynunu koyacağı yeri aramasıdır.Ahşap idam tahtası ise seyircinin bakmak istemeyeceği bir detay olsa da ressam onu o kadar güzel işlemiş ki hepimizi bakmaya zorluyor. Gerçeklerle Jane Grey gibi yüzleşmemizi istiyor.Etrafta gördüğünüz samanlar ise birazdan kesilecek olan Jane Grey’in başının kanlarının etrafa yayılmadan emilmesini sağlamak için yerleştirilmiş.

Onun zarafetinin farkında olan cellat, genç leydinin dizlerinin üzerine yumuşacık bir yastık koymuş. Bu yastık hem kompozisyonun sağında yer alan keskin ve soğuk görünümlü baltanın hem de idam tahtasının sertliği ile zıtlık oluşturuyor.Kule’de teğmen olarak görev yapan Sör John Brydges genç kıza başını koyacağı tahtayı bulması için yardım ediyor.

Resmin sol kısmında yer alan cellat ölü kadar hareketsiz ve soğuk bir duruş sergiler.

Kompozisyonun geri kalanında ağlayan, farklı tepkiler veren figürlere kıyasla resimde onlarla zıtlık oluşturan önemli bir figürdür. Birazdan kafasını keseceği Leydi’nin sanki yüzünü görmeye çalışır gibi ona baktığını görüyoruz.Eserin sol tarafında ise Jane Grey’in nedimelerinden biri yer alıyor. Leydinin az önce üzerinden çıkardığı elbisesini kucağına almış, olduğu yere yığılıp kalmış olan bu kadın Jane’in yasını şimdiden tutmaya başlamış.Nedimelerden bir diğeri ise birazdan yaşanacaklara bakmak istemediği için duvara doğru dönmüştür. Esere bakanlar genelde karmaşık duygular yaşadıklarını ifade etmişler. Aslında bu yine sanatçının kompozisyonu kurgulama tarzı ile alakalıdır.Burada gördüğümüz figürler farklı tepkiler veriyorlar. Biz bu tepkilerden bazı duyguları algılıyoruz. Korku, çaresizlik, dehşet, merhamet ve cesaret resimde keskin şekillerde görebileceğimiz ve alabileceğimiz kavramlardır.Delaroche Fransız Devriminde yaşanan acımasız ve haddinden fazla gerçekleşen idamlara üzeri kapalı bir gönderme olarak seçtiği bu eserinde, suçu olmadan, ne olduğunu anlamadan ölen insanlara dikkat çekmiştir.Birilerinin oğlu, kızı ya da akrabası oldukları için öldürülen yüzlerce masum genci bu eseriyle üstü kapalı bir şekilde onurlandırmıştır.

Okuduğunuz için teşekkürler. Sanatla kalın...

11 0 0 0 0 0
  • 319
  • +

Hekim.Net

Close