Sülün Osman'ın kendisinin söylediklerini dikkatli okuyun :)

Bakın nasıl gerçekleri anlatmış ...


****** 

Size biraz da eğlenceli hani tamam ben bu adamı biliyorum diyeceğiniz ama detayını pek bilmediğinizi tahmin ettiğim SÜLÜN OSMAN’ı anlatayım …


Kendisi Dolandırıcılar kralı olarak biliniyor.


1923 yılında İstanbul’da doğuyor Osman Ziya Sülün.


İlk işini 1948 yılında Fatih’te tuttuğu evin sahibini dolandırarak yapıyor.


1950 – 1969 yılları arasında yaptığı işler ile ün kazanıyor.


Peki ne yapıyor?


Beyoğlu’ndaki tramvayı, Galata Kulesini, Eminönündeki saati, şehir hatları vapurlarını satıyor insanlara :))))


Haydi canım demeyin, satıyor …


Taksim meydanına paspas koyup, gelen geçenden paspas parası toplayan bir zat kendisi .


Galata Köprüsünü satarken yakalanıyor.


Hapiste ” Alınteri ile Yaşamak ” adlı ekte gördüğünüz küpürlere neden olan konferanslar veriyor.


Ama o kendini hep şöyle savunuyor.


” Benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım.”


Onu da şöyle açıklıyor Sülün Osman ..


” ……… On tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. Kuyumcunun kapısındayız. Ve dükkân kapalı.


Karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan.


Hakiki olsalar bileziklerin fiyatı bin lira.


Diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. Paranın gerisi umurumda değil, yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın…


Adam sabah kuyumcuya gidip bilezikleri bin liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor.


O arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. Telaşlanıyor adam kazanç imkânı kaybolacak diye.


300 lirayı verip alıyor bilezikleri, be de kayboluyorum ortalıktan.


Adam ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince, dolandırıldım, diye karakola gidiyor. Ben aranıyorum.


Demiyorlar ki ona, be adam 1000 liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı, diye. Gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı.”


Peki mesela Saati nasıl satıyor, onu da anlatıyor :))))))


Sülün Osman adamlarıyla birlikte Dolmabahçe sarayındaki saatin önüne gider, gözüne saf ama cebinde para olan bir vatandaşı kestirir, onun göreceği bir yerde dururmuş.


Kendi adamları planlanmış bir şekilde gelirler ve Dolmabahçe Saatine bakarak saatlerini ayarlarlar, sonra da Osman’a da yönelir ve saat ayarlama parasını ödeyip, giderlermiş.


Bu kârlı iş, kendini uyanık zanneden ve kısa yoldan zengin olmanın sihrini bulduğunu sanan vatandaşın dikkatini çeker, kısa bir hoş-beşten sonra Sülün Osman Dolmabahçe Meydanı’ndaki saati bu vatandaşa, satarmış.


Ve Sülün Osman 1984 tarihinde vefat ediyor.

Yorumlar

Hekim.Net

Close