Kurşun Kalemin Tarihi
Kurşun Kalemin Tarihi
Kurşun kalem ve kalem tıraş benim için hoş bir koku, eski iki dost ve çocukluk meraklarımın tatlı hevesi demektir.
Kurşun Kalemde Kurşun Var mı?
Hayır yok!
Kalemin içindeki yazmamıza yarayan siyah malzeme kurşun değildir. Kurşun kalemin içi grafit ve kil karışımının yüksek ısıda sıkıştırılması ile elde edilir.
Cumberland Kalem Müzesi’nin kayıtlarına göre; 16. yüzyılda İngiltere’de (Borrowdale) çıkan şiddetli bir fırtına sonrasında devrilen ağaçların altında siyah bir maddenin biriktiği görülür.
Bu madde aslında grafittir ve kurşundan daha kullanışlı bir maddedir. Ancak görünümü itibari ile kurşuna benzediğinden bu maddenin bir tür kurşun olduğu sanılır.
Yaklaşık 200 yıl boyunca süren bu inanç, bugün neden halen bu kaleme, kurşun kalem dediğimizi açıklar. Daha sonra bu maddenin yumuşak bir karbon türü olduğu anlaşılmıştır.
Bu madde ile yapılan en iyi ve en önemli iş “yazmak” olduğundan maddeye Yunanca “yazmak” anlamına gelen “grafite” kelimesinden esinlenerek grafit denilmiştir.
Kalem kelimesi ise dilimize Arapçadan geçmiştir. Arapçaya ise Yunanca “kamış” anlamına gelen “kalamos” kelimesinden dönüşerek geldiği düşünülmektedir.
Latincesi ise “küçük kuyruk” anlamına gelen “pencillus”dur.
İlk kurşun kalemler, bugünkülere pek benzemiyordu.
İlk kurşun kalemleri marangozlar tarafından kesilmiş küçük grafit parçaları olarak hayal edebilirsiniz.
Daha sonra bu grafit parçaları, koyun dersine sarılmış olarak kullanılmaya başlandı.
Bir sonraki kurşun kalem versiyonu, grafitin etrafına sicim sarılması ile elde edilmiştir.
Bu versiyonun kalemin ucunu açma şekli, etrafına sarılı sicimin bir kısmını çözmektir.
Kalem tıraş kadar pratik olmasa da sicimin bir kısmını çözmek işlevsel bir sonuç sunmuş, elle tutulan kısım sicimle sarılı olduğundan elin grafitle teması önlemiş böylece tutuş daha konforlu bir hale getirilmiştir.
En tatmin edici versiyon ise grafitin tahta bir parçanın içine oyulan bölüme yerleştirilmesi ile elde edilmiştir. 1630 yılında inşa edilen ahşap bir evde bulunmuştur.
Daha sonra İngilizler üretim sürecinde bir değişiklik yapmışlardır.
Öncelikle tahtanın içine bir oluk açar daha sonra grafiti bu oluğun içine yerleştirir, grafiti ve tahtayı aynı seviyede keser ve kalemin yazarken kâğıda uyguladığı baskı ile grafitin arkadan çıkmaması için kalemin arkasını yapıştırmaya başlamışlardır. Kalem üretim süreci, yıllar içinde gelişmiş ve yüksek oranda makineleşmiştir.
Basit bir ürünmüş gibi görünmesine rağmen aslında hiç de küçümsenmeyecek bir gelişim ve teknolojinin ürünü olduğu görülebilir.
Kaynaklar: The History of the Pencil How Stuff Works.