HekimSözlük Kategorileri
Tıp Sözlüğü (3444)
Örnek Reçeteler (5)
Hocalar (6)
Genel Kültür (102)
Tarih (8)
Gezelim Görelim (20)
Yemek Tarifleri (7)
Teknoloji (1)
Hekim.Net İpuçları (20)
Havadan Sudan (27)
Fıkralar (93)
Sanat (26)
Şiirler (91)
Spor (1)
Enson HekimSözlük Girişleri (Galleri Görünümü)
Solunumun geçici bir zaman içinde durmasi.
Çevre ile anormal derecede ilgisizlik, duygusuzluk, kayitsizlik.
Spazm çözücü, daha çok iç organlardaki düz kaslarin kasilmalarini çözen ilaç grubuna verilen isim.
Koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildigi gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir.
Kisaca, halk arasinda kansizlik olarak bilinen anemi, alyuvarlarin sayi olarak az olmasi ve alyuvarlarin içerisinde bulunan hemoglobin adi verilen maddenin miktarinin azligidir.
Sana gitme demeyeceğim.Üşüyorsun ceketimi al.Günün en güzel saatleri bunlar.Yanımda kal.Sana gitme demeyeceğim.Gene de sen bilirsin.Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,İncinirsin.Sana gitme demeyeceğim,Ama gitme, Lavinia.Adını...
👩🏿🌾👩🏼🌾Epidermisteki melanosit hücrelerinden salgılanan melanin pigmenti güneş ışığını absorbe edip koruyucu bir etki gösterir, güneşlendiğimizde koyulaşmamızın sebebi melaninin artışıdır bu durum vücudun kendini koruma mekanizmasıdır....
Beyindeki ilgili alanlarin tahribi sonucu, konusma veya konusulani anlama yeteneginin kaybi.
Raşitizm’de, kafa kubbesini oluşturan kemiklerdeki malformasyon nedeniyle gelişen dört köşeli anormal baş şekli
Koter (Elektrokoter)Koter, elektrokoter. Dokuları yakmaya ve yakarak kesmeye böylece kansız ameliyat yapmaya yarayan kalem benzeri bir ucu olan elektrikli alet (koter kalemi). Koterizasyon kanamayı yakarak durdurmak demektir. Başlıca iki...
Veress İğnesiVeress iğnesi, laparoskopik ameliyata başlamadan önce karın içini şişirmek (pnömoperitoneum) için kullanılan yaylı bir iğnedir. İğneyi batırırken yaylı yuvarlak uç içe kaçar ve dıştaki keskin iğne karın tabakalarını deler....
Prolen (Prolene)Prolen (Prolene TM), sentetik, monoflaman, nonabsorbable (emilmeyen), polipropilenden üretilmiş bir sütürdür. Genellikle mavidir (görünümünü artırmak için), renksiz olanlarda vardır. 2 numara ile 10-0 (USP) arası...
Alfabetik Sıralama
İ
Granülomlu yangılar (spesifik; özgün yangılar), özgün granülomatöz yapılardan oluşur. Yangısal tepkiye neden olan partiküllere ilk yanıt nötrofil polimorflardan gelir. Nötrofiller fagosite ettikleri yabancı partikülleri ortadan kaldırmaya çabalar. Başarılı olurlarsa hedeflerine ulaşırlar. Nötrofil polimorflar fagosite ettiği partikülü ortadan kaldıramazsa neler olur?Nötrofil polimorflar ölür, fagosite ettiği partiküller serbest kalır. Serbest kalan partiküller çevredeki sağlıklı nötrofiller tarafından yeniden fagosite edilir. Bu tablo bir süre kısır döngü biçiminde sürer gider. Söz konusu kısır döngü yangının kronikleşmesiyle son bulur. Ortadan kaldırılamayan canlı etkenlerin (mikobakteri, m
İmmun kompleksler, antijen niteliğindeki bir madde ile bu maddeye karşı oluşmuş antikorların oluşturduğu bir komplekstir. Bakterilerin yüzey antijenleri ve antikorlardan oluşan immun kompleksler, kompleman sistemini C1q etkinliğiyle (klasik yolla) aktive ederler. Böylece, işaretlenmiş olan (opsonizasyon) immun kompleksler fagosite edilerek ya da parçalanarak fizyolojik yolla temizlenir. Ancak immun sistemin kronik olarak etkilendiği bazı olgularda yoğun ve sürekli immun kompleks oluşması yoğun ve sürekli kompleman tüketimine, bir süre sonra da kompleman açlığına neden olur (hipokomplemantemi). Nedeni ne olursa olsun, süregen hipokomplemantemi bir süre sonra otoimmun bir patolojinin tetiklenm
İmmun sistem yetmezlikleri 2 ana grupta incelenir: Konjenital (primer) ve Edinsel (sekonder).1. Konjenital (primer) immun sistem yetmezlikleriSıvısal bağışıklık sistemi bozukluklarıHücresel bağışıklık sistemi bozukluklarıKombine bağışıklık sistemi bozuklukları2. Edinsel (sekonder) immun sistem yetmezlikleriİnfeksiyon hastalıkları (HIV infeksiyonu)YaşlanmaİmmunosüpresyonKanser tedavisi (irradyasyon, kemoterapi)Otoimmun hastalıklarBağışıklık sistemindeki inhibisyonların tümü patolojik değildir, ayrı bir yere koyduğumuz başka bir türü daha vardır: fizyolojik immunosüpresyon (gebelik immunosüpresyonu).
Anti-trombosit antikorlarının neden olduğu bir trombositopeni olgusudur. İki tipi bilinmektedir:Akut immun trombositopenik purpuraKronik immun trombositopenik purpuraAkut immun trombositopenik purpura: Akut ITP, çocuklarda ve bir virüs bir infeksiyondan sonra çocuklarda görülür. Geçici bir süre oluşan anti-trombosit otoantikorlarının etkisi vardır. Tablo, genellikle kendiliğinden düzelir.Kronik immun trombositopenik purpura: Kronik immün trombositopeni purpurası (ITP) trombositlere karşı otoantikorlardan kaynaklanır. Primer olguların nedeni bilinmemektedir. Sekonder olgular SLE, B hücreli lenfomalar, HIV gibi hastalıkların komplikasyonu olarak belirirler. Trombosit antijene karşı oluşan oto
EtkenRisk faktörüPneumocystis cariniiHIV/AIDSTransplantasyon (böbrek, kemik iliği)StaphylococcusKanserlerCytomegalovirus Legionella NocardiaTransplantasyon (böbrek)HIV/AIDSAspergillusTransplantasyon (böbrek)KanserlerHIV/AIDSStreptococcus pneumoniaeTransplantasyon (kemik iliği)HIV/AIDSMycobacterium avium-intracellulareHIV/AIDSGram negatif çomaklarTransplantasyon (kalp, karaciğer)HIV/AIDSKanserler
İmmunoglobulinlerin işlevleriAntijenlere bağlanması (nötralizasyon; opsonizasyon): İmmun sistemin canlı etkenlere ve tümör hücrelerine karşı tepki vermesine öncülük; bu eylemini antijenlerin Fc reseptörlerine (FcR) bağlanarak gerçekleştirir.Kompleman aktivasyonu: Genellikle klasik yoldan tetiklerlerGammaglobulin: Yüksek etkili antikor niteliğini taşıyan immunoglobulinler
Eritrositlere bağlanan ve erken yıkımlarına neden olan otoantikorlardan kaynaklanan anemiNedenlerİnfeksiyonlar: Mycoplasma pneumoniae pnömonisi, HIV, EBVKronik lenfositik lösemi SLE: Eritrosit yüzeylerine yapışan IgG (C3b de katılabilir) dalak ve karaciğerdeki makrofajlar tarafından parçalanır (ekstravasküler hemoliz)İlaçlarAntijenik ilaçlarEritrosit yüzeyine bağlanan ilaçlar (penisilin, sefalosporinler, kinidin)Dolaşımdaki antikorlar ilaç+eritrosit kompleksi oluşturur; tip II aşırıduyarlılık tepkisinden kökenli hemolizTolerans kırıcı ilaçlar (α-metildopa): İntrinsik eritrosit antijenlerine karşı antikor üretimini tetiklerSıcak antikor tip, en sık görülen immunohemolitik anemidir. Olguların
Bağışıklık sisteminin göstereceği/göstermekte olduğu tepkiler istenilen düzeyde tutmak çabasıdır. Bu çaba doğal olabilir ya da immunoterapi ile sağlanır:Doğal immunomodülasyon: Organizmanın kendi olanaklarını kullandığı bir düzenleme sistemidir. İmmunoregülasyonda etkin olan T-reg hücreleri, bu çabalarını, bir tür imuunomodülasyon uygulayarak gerçekleştirirler.Edinsel immunomodülasyon: Bağışıklık sistemini uyaran ya da baskılayan etmenlerin, organizmaya zarar vermesini önlemek amacıyla uygulanan immunoterapi yöntemledir. Önemli immünomodülatörler;Monoklonal antikorlarSitokinlerAşılar
Bağışıklık sisteminin gösterdiği tepkilerin düzenlenmesi çabasıdır.Bir immun yanıtın büyüklüğü, lenfositlerin antijen güdümlü aktivasyonu ve yanıtı önleyen ya da azaltan düzenleyici etkiler arasındaki dengeyle belirlenir. Sitokin, kemokin ve reseptörleri immünoregülasyonda rol oynarlar. Bunları kodlayan genlerdeki polimorfizmlerin, özellikle reseptörlerin, infeksiyona duyarlılık veya otoimmun hastalık oluşumu ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.Düzenleyici mekanizmalar: Bağışıklık sistemini uyaran nedenin algılanması, bağışıklık sisteminin aktivasyonu veya tepkisel eylemlerin oluşması aşamalarında etkinleşir. Düzenleyici mekanizmaların devreye girebilmesinde etkili olan faktörler şunlardır; A
İmmunosupresyon: Bağışıklık sisteminin baskılanması. Fizyolojik immunosüpresyon (gebelik immunosüpresyonu): Gebe anne vücudunda kromozomlarının yarısı kendisine ait bir semiallogreft taşır ve babaya özgü proteinlere düşük düzeyde de olsa bir tepki izlenir, ancak immun sistemin bu davranışı gebelik sürecini etkilemez.İmmunosüpresif: Bağışıklık sistemini baskılayan; bağışıklık sisteminin tepkilerini önleyen. İmmunosüpresif tedavi: Otoimmun hastalıklarda, transplantasyon girişimlerinde, vb olgularda antijenik moleküllere aşırı gösterilmesi olası tepkilere karşı organizmayı korumak amacıyla uygulanan tedavi.
İmplantasyon kisti: Epidermoid kist; çoğu olguda yara iyileşmesi sonrasında sikatris dokusu içinde kalan epitel hücrelerinin proliferasyonuyla beliren kist
I
Imposter sendromu,depresyon anksiyete, düşük benlik saygısı, kendini sabote etme vb özelliklerle ilişkilendirilir. Thomas Jefferson üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan araştırmada Tıp fakültesi öğrencilerinin %87sinde yüksek derecede Imposter sendromu edildi.Daha fazla ayrıntı ve bilgi için;https://journals.stfm.org/familymedicine/2021/february/schlussel-2020-0024/