HekimSözlük
Enson HekimSözlük Girişleri (Galleri Görünümü)
349-360
Alfabetik Sıralama
? . " ~ 1 2 3 4 6 7 8 A B Ç D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z Α Β 😂


A

 Koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildigi gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir.
Koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildiği gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir. 
✅ ORTAYA ÇIKMA:Natriüretik bir faktörün (böbrekten tuz ve su atılımını teşvik eden) keşfi, ilk olarak 1981'de sıçan atriyal ekstrelerinin böbrekte tuz ve idrar çıkışını artıran bir madde içerdiği tespit edildiğinde de Bold tarafından bildirildi. Daha sonra madde birkaç grup tarafından kalp dokusundan saflaştırılmış ve atriyal natriüretik faktör (ANF) veya ANP olarak adlandırılmıştır.✅ YAPI:ANP, molekülün ortasında 17 amino asit halkası bulunan 28 amino asitlik bir peptittir. Halka, 7 ve 23 pozisyonlarında iki sistein kalıntısı arasında bir ANP, molekülün ortasında 17 amino asit halkası bulunan 28 amino asitlik bir peptittir. Halka, 7 ve 23 pozisyonlarında iki sistein kalıntısı arasında bir d
Anterior, ön, önünde, öne yakın. Posterior’un zıddı. İnsan anatomisinde vücudun ön yüzeyini ifade eder. Genellikle bir yapının diğerine göre konumunu, yani vücudun ön kısmına yakın konumda olduğunu belirtmek için kullanılır. Eş anlamlısı: Ventral.Örnekler:Anterior rezeksiyon; önden yani karından yapılan rektum rezeksiyonu,Kolporafi anterior; rektoselde, rektovaginal septumun vagen içinden onarılması. Kolporafi posteriorda onarım rektum tarafından yapılır,Anterior chamber; ön kamara,Anterior abdominal wall; karın ön duvarı,Anterior mediasten; mediastenin ön kısmı.
Anti-IgLON5 hastalığı
IgLON5 proteinine karşı gelişen otoantikorların neden olduğu otoimmun bir hastalıktır (IgLON5 nörogenezisi, nöronal adezyonu ve nöronal düzeni sağlayan; renal perfüzyonda da etkisi olduğu varsayılan bir proteindir). Anti-IgLON5 antikorlarının yanı sıra beyin sapındaki tegmentum ve hipotalamus’u etkileyen tau birikmeleri de saptanır. Hastalığın önemli belirtileri:Uyku apnesiKognitif işlevlerde bozulmaGaita denetimi sorunlarıBulbusta okülomotor kökenli sorunlarOtonom sinir sistemi etkilenmeleriHareket bozuklukları (kraniyofasiyal alanda görece sıktır: korea, bradikinezi, tremor, distoni, ritmik kas titreşimleri)
Anti-tümör savunma sistemi
Organizmanın tümör oluşumuna karşı 2 aşamalı bir savunma sistemi vardır;İntrasellüler savunma sistemi: Hücrelerin yapısında bulunan özgün genlerin hücreleri denetleme ilkesine dayanır. Hücre proliferasyonunun düzenlenmesi, DNA içinde oluşan olumsuzlukların onarımı, onarılamayan DNA içeren hücrelerin apoptozis yönlendirilmesi gibi işlevleri içerir. Bu işlevlerin aksaması tümör oluşumuyla sonlanır. Örneğin ultraviole en sık karşılaştığımız fiziksel karsinojenlerdendir, ancak söz konusu savunma sistemi deri kanserlerinin oluşmasını engeller.Ekstrasellüler savunma sistemi: Bağışıklık sisteminin “yabancıyı barındırmama” ilkesine dayanır. Tümöre özgü antijen içeriği nedeniyle membran yapısı farklı
Antidepressif ilaç zehirlenmesi
Antidepressif ilaç zehirlen­mesi (antidepressive drug poisoning) depresyon tedavisinde kullanılan marplan, luci­dril, marsilid, tofranil, in­sidon, laroxyl, tryptizol, melleril ve amfetamin gibi ilaçların yüksek dozda alınmalarına bağlı olarak gelişen, ağız kuruması, taşikardi, hipotansiyon, bulanık görme, midriazis, dalgınlık, stupor, ajitas­yon, huzursuzluk, hipe­raktif refleksler, konvülsiyon, taşikardi, aritmiler, kusma, oligüri, ataksi, ateş yükselmesi, şok ve koma ile karakter­ize tablo
AntienflamatuarAntienflamatuar, inflamasyonu, yangıyı (iltihabi reaksiyonu) önleyici anlamındadır. Antiinflamatuar ilaçlar kortizon, asprin ve ibuprofen türü ilaçlardır. Bu ilaçlar inflamasyon bulguları olan şişme (ödem), hassasiyet, ağrı ve ateşi düşürürler.Nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAİİ. NSAİD), analjezik (ağrı kesici) ve ateş düşürücü (ateş azaltıcı) etkileri olan ve yüksek dozlarda anti-inflamatuar etkileri olan ilaçlardır. Nonsteroidal terimi, bu ilaçları yüksek anti-inflamatuar etkiye sahip olan steroidlerden ayırır. Bu ilaç grubunun en önemli üyeleri aspirin, ibuprofen ve naproksendir.Parasetamol (asetaminofen), genellikle çok az anti-inflamatuar etkinliğe sahip olduğu içi
Absans nöbette 'etosüksimid, valproik asit, klonazepam veya lamotrijin' kullanılır. Bu ilaçlar içinden olan etosüksimid sadece absan nöbet ilacıdır. Etosüksimid talamus tipi kalsiyum kanallarını inhibe ederek etki eder. CYP enzimlerini indüklemez veya inhibe etmez.
Antifosfolipid sendromu
Otosomal dominant yolla aktarılan, hücrelerdeki fosfolipidlere karşı oluşmuş otoantkorların saptandığı kalıtsal sendromGözlerde iris, sklera, vitre yangılarıRetinda vaskülit bulgularıRetina dekolmanıA. centralis retinae trombozuGörme sorunlarıArterlerde ve venalarda trombozlarDeride Livedo racemosa İmmun trombositopeniAbortuslar
Antijen
Antijen (ag), organizmaya yabancı olarak algılandıkları için bağışıklık sisteminin tepkisini çeken, genellikle büyük moleküllü protein yapısın­da, bazen polisakkarid ya da lipopolisakkarid, nadiren lipid yapısın­da olabilen maddelerdir. Lenfositleri uyararak aktive ederler ya da kendilerine karşı önceden varolan antikorlarla reaksiyona girerler. İki temel antijen türü vardır;(a) Endojen antijenler: Doku grupları antijenleri (MHC; HLA), Kan grupları antijenleri (ABO, Rh, Kell, Kidd, Lewis), tümör antijenleri.(b) Ekzojen antijenler: Canlı etkenlere özgü antijenler (bakteri, virüs, mantar, parazit gibi canlı etkenler), kimyasal maddeler (bazı ilaçlar, organik ve inorganik bileşikler, böcek zehi
Antijen sunan hücreler (dendritik hücreler; APC)
Antijen sunan hücreler, kemik iliği kök hücrelerinden kökenlidirler. Monositler ve doku makrofajları da dendritik hücre niteliği kazanabilen hücrelerdir (bu değişimlerini sitokin-classII MHC moleküllerinin etkileşimi sonrasında kazanırlar). Bazı özel koşullarda, başkaca hücrelerin de APC işlevini gösterdikleri izlenir. Örneğin, lenf düğümlerindeki ve dalaktaki foliküllerde bulunan B-lenfositleri APC niteliğini kazanabilmektedir; APC niteliğini kazanan bu hücrelere “foliküler dendritik hücre” adı verilir. Özel durumlarda epitel hücreleri ve endotel hücreleri de antijen sunan dendritik hücre işlevi kazanabilir. Dendritik hücrelerin örümceksi sitoplazma uzantıları vardır. Özellikle B-lenfositle

Hekim.Net

Close