HekimSözlük Kategorileri
Tıp Sözlüğü (3444)
Örnek Reçeteler (5)
Hocalar (6)
Genel Kültür (102)
Tarih (8)
Gezelim Görelim (20)
Yemek Tarifleri (7)
Teknoloji (1)
Hekim.Net İpuçları (20)
Havadan Sudan (27)
Fıkralar (93)
Sanat (26)
Şiirler (91)
Spor (1)
Enson HekimSözlük Girişleri (Galleri Görünümü)
Merozoitler, malaria paraziti olan plasmodiumların hayat döngüsünde bir basamaktır. Merozoitler enfekte eritrositlerden patlayarak çıkarlar ve replike olarak daha çok eritrositi enfekte ederler. Bu yıkıcı süreç malarianın semptomlarının...
Alfabetik Sıralama
O
OmentumOmentum iki çeşittir. Küçük omentum ve büyük omentum. Sadece omentum denince genellikle büyük omentum kastedilir. Büyük omentum, midenin büyük kurvatüründen başlayıp tüm bağırsakların üzerini mutfak önlüğü gibi örten , 4 katlı bir periton tabakasıdır. Karın açılınca ilk karşılaşılan yapıdır. Karın içinde iltihabi reaksiyon olan bölgeye giderek, yapışır ve olayı sınırlandırmaya çalışır (örneğin plastron apandisit). Küçük omentum, midenin küçük kurvatürü ve duodenum ile karaciğer alt yüzeyi arasındaki 2 katlı periton tabakasıdır. (Tıp: Omentum, epiploon)https://www.turkcerrahi.com/tip-sozlugu/omentum/
Omfalosel, gebeliğin erken dönemlerinde, bebek gelişimin normal bir parçası olarak "yer sıkıntısı sebebiyle" kordon içine yerleşen bağırsakların "uygun yer açıldığında" karın içine geri gelmemesi durumudur. 14. haftaya kadar gebeliğin normal seyrinin bir durumu olarak, bağırsakların, "dışarıda olabilmeleri" nedeniyle tanısı en erken bu haftadan itibaren koyulabilir. Amniyon sıvısı içinde "yüzen bağırsakların" görülmesiyle tanı konur. Çoğu durumda gebenin kanında alfafetoprotein ölçümü de yüksek oranda bulunur.
Karın iç organlarının genişlemiş umbilikal halkadan fıtıklaşmasıNedeni:Fizyoloji herniasyonun ardından karın içine geri dönmeleri
Otozomal resesif yolla aktarılan kalıtsal sendromÜlserli stomatitKosta anomalileriHepatosplenomegaliPeriostta sıyrılmalarMultifokal steril osteolizisEklemlerde şişme ve ağrıDeride çok sayıda püstül (pustular psoriasis)Tırnaklarda psöriazise özgü bulgularESR yüksekC-RP yüksek
Ö
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, u
O
OMURGA BOŞLUĞU ( SPİNAL CAVİTY )Omurga boşluğu (veya omur boşluğu veya omurilik kanalı), içinden omuriliğin geçtiği omurlar tarafından oluşturulan, omur kolonunun içindeki omuriliği [1] içeren boşluktur. Sırt vücut boşluğunun bir işlemidir. Bu kanal, omurların vertebral foramenleri içinde yer alır. Omurlararası boşluklarda, kanal arkadan ligamentum flavum ve öne doğru arka uzunlamasına bağ tarafından korunur. Meninkslerin en dış tabakası olan dura mater, en içteki tabaka olan pia mater ile gevşek bir şekilde bağlanan araknoid mater ile yakından ilişkilidir. Meninksler spinal kanalı epidural boşluğa ve subaraknoid boşluğa böler. Pia mater, omuriliğe yakından bağlıdır. Subdural boşluk genellik
Onarım (reparasyon), rejenerasyonun gerçekleşemediği doku kayıplarında ya da geniş doku yitirilmesinin olduğu defektleri (geniş yaralar, erime nekrozu, vb) olgularda görülen iyileşme türüdür. Yitirilen dokunun yerini granülasyon dokusu doldurur, yitirilen hücrelerin yerini daha düşük değerde ve aynı cinsten olmayan hücreler çoğalarak doldurur (fibrozis).Eksüdanın veya doku kaybındaki pıhtının granülasyon dokusuna değişmesi farklı biçimde nitelenir:Geniş doku yitirilmesinin olduğu defektleri (geniş yaralar, erime nekrozu, vb) granülasyon dokusunun doldurması: Reparasyon (onarım)Eksüda, trombus, hematom, infarkt gibi -doku defekti içermeyen- oluşumların granülasyon dokusuna değişmesi: Organiza
Onarım genlerinin işlevi DNA ile ilgilidir. Herhangi bir DNA sakatlanması durumunda sakatlanan parçanın onarılması için gereken uyarıları yapan genlerdir. Normal bir hücreye ulaşan kanserojen önce DNA’yı etkiler. DNA’nın yapısı bozulur. Onarım genleri DNA yapısı hasar gören hücrenin gelişim siklusunu durdurur ve onarmak için çabalar. Onarma işlemi başarılı olamazsa apoptozis süreci tetiklenir. Apoptozis girişimi başarılı olursa tümör hücresi oluşamaz. Başarısız olursa genlerinde mutasyonlar saptanan ve DNA yapısı değişmiş yeni hücrelerde düzensiz üreme süreci başlar.
Ö
O
Kanser hücrelerini proliferasyona yönlendiren ve çoğalmasını kamçılayan genlerdir. Normal hücrelerin büyümesini ve diferansiyasyonunu denetleyen proto-onkogenlerden kökenlidirler. Tümör hücrelerinin büyümesini kamçılayan aktif onkogenlere “hücresel onkogen (cellular oncogene; c-onc)”, yapısal değişikliklerin görüldüğü aktif onkogenlere ise “mutant onkogen” nitelemesi yapılır. Onkogenler onkoproteinleri kodlarlar. Başlıcaları şunlardır:Büyüme faktörleri: Kanser türlerinin çoğu büyümesini hızlandıracak faktörleri kendisi üretebilir. Büyüme faktörleri malign değişim için tek başına yeterli değildir. Ancak hızlı hücre proliferasyonu nedeniyle mutasyona yol açarak malign fenotip oluşma olasılığı
Son yıllarda, canlı virüslerin kanselere karşı terapötik ajanlar olarak kullanılma olasılığı araştırılmaktadırOnkolitik viroterapi olarak bilinen bu kavram, bazı virüslerin tümör hücrelerinde çoğaldığı, ancak doğal hücrelerde çoğalmadığı gözlemine dayanmaktadır. Bu tür virüslerin, hücresel veya doku tropizminin spesifik bir varyasyonu olarak düşünülebilecek tümöre özgü tropizme sahip olduğu söylenebilir. Tümör tropizmi için yapılan açıklamada, birçok kanser hücresinin pro-inflamatuar veya antiviral sitokinlere düzgün yanıt verememesi ile bağlantılı olduğu ileri sürülmektedir. Tümör tropizmini arttırmak için bir onkolitik virüs adayını genetik olarak modifiye etmenin yaygın bir yöntemi, IFN a