- · 0 friends
Tıbbi 'Mitler' Kanıtlara Rağmen Var Olmaya Devam Ediyor
CHICAGO – American College of Physicians'ın yıllık toplantısında bir sunucu, birçok doktorun yanlış olduklarına dair açık kanıtlar olmasına rağmen hala inançları olduğunu söyledi.
Seattle, Washington Üniversitesi'nde tıp profesörü olan Douglas Paauw, bu uzun süredir devam eden dogma parçaları - veya "tıbbi mitler" - birçok doktorun eğitim sırasında veya kariyerinin başlarında kazınmıştır ve üstesinden gelinmesi zor, dedi.
“Bence mitler var olmaya devam etmesinin sebebi; daha eğitimin başından tıp öğrencilerine bu "gerçekler" öğretildi ve "biz böyle yapıyoruz" denilmesi üzerine tıp öğrenciler "Acaba, gerçekten öylemi?" sorusunu sormuyorlar. Çalışmalar, geleneksel bilgeliği sorgulamak için ortaya çıkıyor, ancak çalışmalar yüksek oranda duyurulmadığı sürece fark edilmiyor."
Dr. Paauw sunumu sırasında, birçok mitler arasından en az 3 tanesine bir açıklık getirilmesini mutlaka lazım olduğunudan bahsetti.
Kabuklu deniz ürünlerine alerji ve radyokontrast
Kabuklu deniz ürünlerine alerjisi olan kişilerin, tarama için bir kontrast maddesi kullanıldığında alerjik reaksiyon gösterebileceğine dair bir efsane devam ediyor.
Dr. Paauw, bu inancın, balık ve kabuklu deniz ürünlerinin iyot içermesi ve deniz ürünlerine karşı alerjik reaksiyonların oldukça yaygın olması ve kontrast maddelerinin de iyot içermesi nedeniyle ortaya çıktığını söyledi.
Radyologların %65'i ve girişimsel kardiyologların %88,9'u kontrast uygulamadan önce hastalara deniz ürünleri veya kabuklu deniz ürünleri alerjileri hakkında sorular sorduklarını belirtiyorlar.. Radyologların üçte biri ve kardiyologların %50'si böyle bir alerjisi olan hastalar için kontrast maddeyi keseceklerini veya premedikasyon önereceklerini söyledi.
Ama inancın hiçbir tutarlı tarafı yok. İyot, süt ve ekmek de dahil olmak üzere diğer birçok gıdada bulunur ve kabuklu deniz ürünlerine karşı alerjiler, iyottan değil parvalbumin proteini ve tropomiyozinlerden kaynaklandığını belirtti Dr. Paauw.
Kolonoskopi dogması
İnsanların 1 veya 2 gün boyunca kolonoskopiye hazırlık amaçla berrak sıvı diyeti uygulamarına dair bir mite uzun zamandır inanılıyor.
Ancak kanıtlar bunun gerekli olmadığını gösteriyor.
2020 yılında yapılan bir araştırmada, et, yumurta, süt ve ekmek gibi yiyeceklere izin veren düşük kalıntılı bir diyetin, bağırsak hazırlığı ve muayene sırasında polip tespiti açısından berrak sıvı diyetle karşılaştırılabilir olduğu bulunudu. Az kalıntı diyetindeki hastalarda daha az mide bulantısı, daha az kusma ve daha az açlık vardı ve tekrar kolonoskopi yaptırmaya daha fazla istekli olduklarını ifade ettiler.
Dr. Paauw sunumunda "Bırakın yesinler," diye ifade kullandı.
Metronidazol ve alkol
Mide bulantısı, kusma, kızarma ve disülfiram benzeri reaksiyon olarak da bilinen diğer semptomlarla ilgili endişeler nedeniyle metronidazol kullanan hastaların alkol almaması gerektiğine dair bir mit var.
Vaka raporları yayınlandı, ancak vakalar sanki bir metronidazol-etanol reaksiyonu kanıtlanmış bir gerçekmiş gibi sunuldu.
Ancak sıçan modellerinde metronidazolün, semptomların tetikleyicisi olan asetaldehit seviyelerini kolonda artırabildiği, ancak kanda olmadığını gösterilmiştir. Küçük, plasebo kontrollü, randomize bir çalışmada, altı kişiye metronidazol ve etanol verildi ve düzenli kan testlerinden sonra asetaldehit kan seviyelerinde, hayati belirtilerde veya semptomlarda hiçbir fark görülmedi.
Dr. Paauw, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinin metronidazol alırken alkolden kaçınmanın gereksiz olduğunu söyledi.
Sinüs baş ağrıları
Dr. Paauw, yaygın baş ağrıların "sinüs baş ağrıları" inanışın aksine baş ağrılarının genellikle migren baş ağrıları olduğunu söyledi.
Bir çalışmada, son 6 ayda baş ağrısı olan 2.991 hasta kendi kendine teşhis koymuş ve/veya sinüs baş ağrısı teşhisi hekim tarafından konmuştur. Ancak bu baş ağrılarının %88'i migren baş ağrısı için Uluslararası "Baş Ağrısı" Derneği kriterlerini karşıladı.
Klinisyenlerin hastalarını nasıl tedavi edeceklerine karar verirken kanıtları düzenli olarak gözden geçirmelerini ve küçük dogmalara güvenmemelerini umduğunu belirtti Dr. Paauw.
Fargo, N, D'de bir dahiliye uzmanı olan Shien Tze de artık hastaların hiçbir kanıta dayanmayan dogmalara inanmayı bırakmalarını arzu ediyor.
"Onları bunun kanıta dayanmayan, bilime dayanmayan bir efsane olduğuna ikna etmeye çalışıyorum" dedi. "Bence nasıl söylediğine bağlı. Sakin, kararlı, üşengeç olmayan bir dille söylerseniz, hastalar size inanır.”
Dr. Paauw ilgili herhangi bir finansal açıklama bildirmedi. Internal Medicine News'in yayın danışma kurulunda görev yapıyor ve bu yayına “Ayın Efsanesi” ve “Ayın İncisi” sütunlarına katkıda bulunuyor.
Yukarıdaki metin sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve yazarın aktardığı görüşleri içermektedir, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Hekim.Net® hekimler, diş hekimleri, veteriner hekimler ve bu mesleklerin öğrencilerine özel tam işlevli ve ücretsiz bir sosyal medya ve bilgi paylaşım portalıdır. Meslektaşlarımızdan biriyseniz bu linke tıklayarak kayıt sayfamıza ulaşabilirsiniz.