·   · 2604 Giriş
  •  · 238 arkadaş

Akciğer embolizmi: Acildeki büyük sorun

Akciğer embolizmi, acil kliniklerinde ve otopsilerde çok sık rastlanan bir olgudur. Postoperatif akciğer embolizmi özellikle 40 yaş üzeri hastalarda izlenir. Önceden bulunan bir vena patolojisi (varis), şişmanlık, operasyon süresi, postoperatif infeksiyonlar, kanserler akciğer embolizmi riskini arttırırlar. Embolusların %90’ı alt ekstremitelerdeki derin ven trombozundan kökenlidir (derin ven trombozu olgularının ½’si sessizdir), %10'luk bölümünde ise pelvis venalarından, sağ kalpten ve damar yolu açılan venalardan kökenli emboluslar rol oynar. En tehlikeli olanlar iliofemoral venalardan kopan emboluslardır.

Klinik bulgular embolusun çapıyla ve olayın süresiyle ilgilidir. Akut akciğer embolizminde çok küçük çaplı bir embolus hiçbir belirti vermez (asemptomatik). Embolusun çapı büyüdükçe sonuçları da büyür:

  • Küçük embolus: Geçici bir dispne ve takipne
  • Orta çaplı bir embolus: Akciğer infarktı (plevra ağrısı, hemoptizi, plevral effüzyon)
  • Büyükçe bir embolus: Kardiyovasküler arreste bağlı ansızın ölüm

Ansızın beliren kollaps ve ölüm olgularında suçlanan “massif akciğer embolizmi” genellikle iliofemoral venadan gelen büyükçe bir embolusun sonucudur. Özellikle ortopedik cerrahinin postoperatif döneminde ve doğumdan sonra yataktan ilk kez kalkan ve yürüyen hastalarda venalar çevresindeki kasların kasılmalarıyla yerinden koparak dolaşıma giren trombuslar çok önemlidir. Kronik kalp ya da akciğer hastalığı nedeniyle uzun süre yatmak zorunda kalan hastalar ile uzun süren yolculuklarda hareketsiz kalan yaşlılar için de risk vardır. Büyükçe bir embolus a.pulmonalis’in ana dalındaki bifürkasyon yerine oturursa her iki akciğer kan dolaşımı engellenir. Orta çaplı çok sayıda embolus varlığında da benzer sonuçla karşılaşılır. Massif akciğer embolizmi olgularındaki akut süreç güçlü bir hipotansiyon ve şok ile hastanın birkaç dakika içinde ölümüne neden olur. 

Massif akciğer embolizminin patogenezinde akciğer kan dolaşımı engellenmesi ön plandadır. Bu sonuç akut sağ kalp yetmezliğine yol açarken sol ventriküle gelen kan azalır. Sol ventriküle gelen kanın azalması sistemik dolaşıma gönderilmek üzere aortaya atılan kan miktarının eksilmesine neden olur; bu tabloyu hipotansiyon ve şok olarak niteleriz.

Kronik akciğer embolizminde çok küçük çaplı bir emboluslar vardır. A.pulmonalis’in çok küçük dallarını tıkarlar. Uzunca bir süre sonra pulmoner hipertansiyon ve onu izleyen sağ kalp yetmezliği belirtileri başlar.

EMBOLİZMİ ÖNLEMEK İÇİN VERİLEN "kan sulandırıcıları" UYGULARKEN HASTALARIN TROMBOSİT SAYILARI SÜREKLİ DENETLENMELİDİR. TROMBOZU ÖNLEMEYE ÇALIŞIRKEN, KANAMALARA NEDEN OLMAMAK İÇİN...önce zarar verme!

11 0 0 0 0 0
  • 121
  • +

Hekim.Net

Close